Tevbe, Allah’ın ipi ve inayetinin ordusudur


Cenab-ı Hak, Kur’an’da şöyle buyuruyor: “Allah'a tevbe eden, kullukta bulunan, O’nu öven, O’nun uğrunda gezen, rükû ve secde eden...” (Tevbe, 112).



“Ey iman edenler! Saadete ermeniz için hep birlikte Allah’a tevbe edin.” (Nur, 31).



Resûlullah’ın (s.a.a.) tevbe hususunda sözlerinden bazıları şöyledir:



“Allah’a tevbe ediniz. Şüphesiz ben her gün yüz defa Allah’a tevbe ederim.” (Kenz’ul-Ummal, 10171).



“Şüphesiz Allah sahibinden ürküp kaçan deve gibi Allah’tan ürküp kaçan kimse dışında (herkes için) bağışlayıcıdır.” (Kenz’ul-Ummal, 43717).



“Tevbe eden kimsenin dört alameti vardır: Amelinde Allah için hayır dilemesi (ihlaslı olması) bâtılı terk etmesi, hakka bağlı bulunması ve hayır işlere hırslı olmasıdır.” (Tuhef’ul-Ukul, 20).



İmam Ali (a.s.), tevbe edenlerin niteliği hakkında şöyle buyurmuştur: “Günah ağaçlarını gözlerinin ve kalplerinin önüne diktiler. Onu pişmanlık suyu ile suladılar. Bu ağaçlar onlara esenlik yemişi vermiş; neticede hoşnutluk ve keramet (yücelik) kazandırmıştır.” (el-Bihar, 78/72/38).



İmam Ali (a.s.) yine şöyle buyurmuştur: “Tevbe ihsan edilen kimse kabulünden mahrum kalmaz. İstiğfar ihsan edilen kimse mağfiretten mahrum kalmaz.” (el-Bihar, 69/410/124).



İmam Zeyn’ul-Âbidin (a.s.), münacatında şöyle buyurmuştur: “Allah’ım, hata ağaçlarını kalp gözlerinin önüne diken, onu kendilerine pişmanlık yemişini versin diye tevbe suyu ile sulayan kimselerden kıl! Onları yüce gizliliklerin örtüsünden haberdar kıldın, hüzün ve korkulardan emin kıldın. Onlar da böylece yüce bir zekâya ulaştılar ve hizmet elbisesini giydiler.” (el-Bihar, 94/127/19).



Bir diğer münacatında şöyle buyurmuştur: “Allah’ım! Bizleri (nefsinin) şehvet ateşlerinin perdesini tövbe suyunu dökerek söken ve cehalet kaplarını hayat suyu ile berrak kılan kimselerden kıl.”



İmam Sâdık (a.s.), “Şüphesiz Allah kendisine şirk koşulmasını bağışlamaz. Bunun dışında istediğini bağışlar” ayeti hakkında şöyle buyurmuştur: “Maksat büyük günahlar ve büyük günahlar dışındakilerdir.” (el-Kafi, 2/284/18).



Yine İmam Sâdık (a.s.) şöyle buyurmuştur: “Tevbe, Allah’ın ipi ve inayetinin ordusudur. Kul her hal üzere sürekli tevbe etmelidir. Kullardan her grubun bir tevbesi vardır. Peygamberlerin tevbesi sırrın ifşa olmasından, seçkinlerin tevbesi nefes almaktan, veli kulların tevbesi kalpten geçen şeylerin renkliliğinden, has insanların tevbesi Allah’tan gayrisi ile meşgul olmaktan ve sıradan halkın tevbesi ise günahlardandır.” (el-Bihar, 6/31/38). (Muhammed Muhammedî Reyşehrî, Mizanu’l-Hikmet).