Murat Çabas; Korona ile ilgili sorunları MEM'le aşabiliriz

"Dünya genelinde binlerce insanın ölümüne, yüzbinlerce insanın ise hastalanmasına neden olan Korona virüsü gündemdeki yerini korumaya devam ediyor.

Tüm ülkeler, bir taraftan belirsizliğini koruyan bu virüs konusunda her türlü karantina tedbirlerini uygularken, bir taraftan da aşı geliştirme çalışmaları devam ediyor.

Uygulanan karantina tedbirleri, elbette ki dünya genelinde büyük bir ekonomik durgunluğa, teknik ifadesiyle resesyona yol açtı.

Bu sebeple de ülkeler birbiri ardınca tedbir paketleri açıklamaya başladı.

ABD, 1 trilyon dolarlık bir paket açıkladı. Tüketimi canlandırmak için her ABD vatandaşına 1000 dolar para verilecek. Ayrıca ABD, yatırımları teşvik etmek için faiz oranlarını sıfıra çekti. FED'den önceki gün yapılan açıklamada sınırsız para basılacağı açıklandı.

Fransa'nın açıkladığı tedbir paketi, 373 milyar dolar… Bu bütçenin büyük bir bölümünü şirketleri desteklemek için kullanacak, 40-50 milyar dolarını ise işsizlere ayıracak.

Almanya 614 milyar dolarlık bir paket hazırladı. Almanya Ekonomi Bakanı Peter Altmaier, "Biz siyasi irade ve para eksikliği yüzünden başarısız olmayacağımıza söz veriyoruz. Bu hiçbir sağlıklı şirketin ve işçinin sorun yaşamayacağı anlamına geliyor" ifadesini kullandı. Almanya böylelikle işçi haklarını garanti altına almış oldu.

İspanya 216 milyar dolar ayırdı. İspanya Başbakanı Pedro Sanchez, bu rakamın ülkenin toplam milli gelirinin yüzde 20'sine tekabül ettiğini söyledi. Sanchez, yaşlı ve tehlike altındaki kişilerin bakımı ile işletmelerin ödemeleri için de 600 milyon euro üzerinde bir bütçe ayırdıklarını kaydetti.

İngiltere'nin tedbir paketi 412 milyar dolar tutarında… Açıklanan ekonomik önlemler şöyle: Büyük şirketlerinden hisse alınacak, turizm ve hizmet sektörünün vergileri 2020'de kaldırılacak, en küçük 700 bin firmaya 10'ar bin sterlin nakit para verilecek ve konut kredisi ödemeleri üç ay ertelenecek.

Japonya'nın tedbir paketi 19 milyar dolar…

Her vatandaşına 12 bin yen (110 dolar) vermeyi planlayan Japonya hükümetinin ilk açıkladığı paket, 1,1 trilyon yen (9,18 milyar dolar) kredi desteği, 430,8 milyar yen sağlık personeline ve kapanan okullara destek ve 500 milyar yen şirketlere düşük maliyetli krediyi kapsıyordu. Kabul edilen ikinci paket ile birlikte toplam teşvik 19 milyar dolara çıktı.

Korona'yı yenen tek ülke olan Çin'in ayırdığı paket 16 milyar dolar… Maliye Bakan Yardımcısı Xu Hongcai, bunun 10,3 milyar dolarlık kısmının kullanıldığını ve 5,6 milyar doların da devam eden çalışmalarda harcanacağını aktarmıştı.

En fazla ölümün yaşandığı İtalya'nın ayırdığı bütçe 37,3 milyar dolar…

İtalya Avrupa'nın borçluluk oranı en yüksek ülkelerinden biri… Başbakan Giuseppe Conte, "Aileleri, işçileri, girişimcileri korumak için bu paketle bu akıntıyı durduracak bir baraj inşa etmeyi düşünüyoruz" dedi.

Güney Kore, mücadele için 14,2 milyar dolar ayırdı. Güney Kore'de hükümet; tıp merkezleri, araştırma enstitüleri ve karantina tesislerine 1,9 milyar dolar ayırdı. Öte yandan küçük ve orta ölçekli işletmelere destek olmak amacıyla 2,5 milyar dolarlık bir kaynak daha ayrıldı. Güney Kore Hükmeti ayrıca piyasalardaki sıkışıklığı gidermek için 9,8 milyar dolar değerinde yeni bir teşvik paketi hazırladı.

Diğer ülkeler ise mücadele için şu rakamları açıkladılar:

Kanada 82 milyar dolar, Polonya 5,3 milyar dolar, Çekya 40 milyar dolar, İsveç 29,2 milyar dolar, Birleşik Arap Emirlikleri 27,2 milyar dolar, Katar 23 milyar dolar, Hong Kong 15,5 milyar dolar ve Türkiye 15,3 milyar dolar…

Öncelikle şunu ifade etmeliyiz ki, açıklanan bütün bu tedbir paketleri Kapitalizmin kurallarına aykırıdır. Kapitalizme göre piyasa kendi haline bırakılmalıdır, devlet piyasalara müdahale etmemelidir, kaynaklar sınırlı, ihtiyaçlar sınırsız kabul edildiği için tüketim teşvik edilmemelidir, para basılınca enflasyon olur vs…

Alınan tedbirler bu kapitalist dayatmaların hangisiyle uyumlu? Hatta temeli faize dayalı olan Kapitalizmin kalesi ABD'de faizlerin sıfıra çekilmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Tüketim canlansın diye tüketicilerin cebine para konuluyor, yatırımlar artsın diye sıfır faizli krediler veriliyor. Sizce bu hangi modelin projeleri? Dünya aynen 2008'deki gibi hatta daha fazla sıkıştı, yine Milli Ekonomi Modeli'nin projeleriyle vaziyeti kurtarmaya çalışıyorlar.

Ama dikkat edin, Kapitalizm gemisinden hala inmiyorlar, MEM projelerini kapitalist ekonominin gediklerine yama yapmaya çalışıyorlar. 2008'de de böyle yaptıkları için mortgage krizinin etkilerini biraz ertelediler ama bu sefer de Korona çarptı.

1,6 milyar nüfusa sahip olan Çin, dikkat ederseniz ekonomik paket olarak sadece 16 milyar dolar açıkladı. Hatta bunun büyük bir kısmını da virüsle mücadelede kullandı. Yani ekonomisini kurtarmak için paket açıklamıyor, virüsle mücadele için paket açıklıyor.

Çünkü ekonomisi sapasağlam, çok sağlam bir temel üzerine bina olmuş vaziyette…

Çin, 5 Mart 2013 tarihinde, Prof. Dr. Haydar Baş'ın Rus Ruma'sında yaptığı 6 saatlik MEM sunumundan sonra Ulusal Halk Kongresi'nde MEM'i projelerini "Rehber Prensipler" olarak ilan etti ve tümüyle uygulama kararı aldı.

O gün bugündür Çin, dış ticarete, ihracata bağlı olarak değil, iç talebe bağlı olarak büyüyor; ekonominin çarkları bu şekilde işliyor. Bu sebeple dünya yıkılsa Çin etkilenmiyor.

Önce ekonomisinin ve devletinin bağışıklık sistemini MEM'le güçlendirdi, şimdi de virüsü de, ekonomik etkilerini de bu güçle bertaraf etti.

Batılı ülkeler ise taptıkları Kapitalizmin sahte ilah olduğunu bir kez daha görmüş oldular. Ama hala Kapitalizm gemisinden inip Nuh'un Gemisi olan MEM gemisine binmekte tereddüt yaşıyorlar. Maalesef ülkemizin de onlardan aşağı kalır yanı yok.

Kapitalizm gemisinde kalarak bu krizlerden tamamen kurtulmak, sağlıklı bir mücadele yürütebilmek asla mümkün değil. Artık gerçekleri görmeli dünyada çözümün tek adresi olan içimizdeki değerin, Prof. Dr. Haydar Baş'ın kadrini kıymetini bilmeliyiz."