Para basmak ve vatandaşlık maaşı! Murat Çabas

UŞAK HABER - Yeni Mesaj köşe Yazarı Murat Çabas köşesinde " Para basmak ve vatandaşlık maaşı!" adlı yazısını yayımladı.

Usta Kalem Murat Çabas bugünkü köşe yazısında şu ifadelere yer verdi:

Covid-19 vaka ve ölümlerindeki artış hızla devam ediyor.

Etkisinin azaltılması, karantina ve toplumsal soyutlanmayı gerektiren bu pandemi, doğal olarak ekonomik hareketliliği de sıfır noktasına getirdi.

Dünya insanlığı kara kara düşünüyor, şimdi ne olacak diye...

Hem üretim sorunu var, hem de tüketim...

Kapitalist ülkelerin şu ana kadar uyguladıkları hiçbir kapitalist yöntem bu derin krizden kurtulmak için çare olmuyor.

Bu sebeple kapitalist kurallara aykırı olmasına rağmen iki yöntemi devreye koyuyorlar: Para basmak ve vatandaşlara tüketim için para vermek...

Tabii ki bu iki yöntem kapitalist kurallara aykırı, çünkü:

Kapitalizm, para basılınca enflasyon olacağını sürekli empoze eder, ekonomi yönetimlerine bunu yasaklar.

Kapitalizm, her arzın kendi talebini doğuracağını iddia eder, bu sebeple tüketimin teşvik edilmemesi gerektiğini, bunun gereksiz ve hatta büyük bir yanlış olduğunu savunur.

Kapitalist ülkeler 2008 küresel krizinde de Kapitalizmi rafa kaldırıp, tüketimi teşvik projelerini hayata geçirerek krizden kurtulmaya çalışmışlardı.

Elbette ki devletin para basması ve bunu tüketimi canlandırmak için vatandaşlarının cebine koyması, Prof. Dr. Haydar Baş'ın dünyaca ünlü Milli Ekonomi Modeli'nin (MEM) projeleridir.

Çünkü MEM; paranın emek ve üretimin karşılığı olduğunu, devletin para basarak senyoraj gelirini devreye koyması gerektiğini vurgular.

Ayrıca MEM, bu parayla, her vatandaşa 1000 TL Vatandaşlık Maaşı verilmesi gerektiğini belirtir.

Bugün pandeminin ekonomik tahribatını ortadan kaldırmak için tüm dünya ülkeleri Prof. Dr. Baş'ın Modeline yönelmiş durumda...

Esasen Modeli 2008 yılında kısmen değil de, başta Rusya ve Çin olmak üzere BRICS devletleri gibi tümüyle uygulasalardı, bugün krizle de karşılaşmayacaklardı.

Vatandaşları hızlı bir şekilde izole edebilecekler ve virüsü rahatlıkla durdurabileceklerdi.

Bu güçlü bir devlet anlayışı gerektiriyordu, devlete bu gücü verecek olan tek özellik de devletin emek ve üretim karşılığı senyorajını devreye koymasıydı. 

Yani çözüm MEM'di.

Vatandaşlara "evde kal" demek kolay, evde kalmasını sağlamak ise zor.

"Evde kal"ı herkes söyleyebilir ama evde kalmasını sağlamak ancak MEM'le mümkündür.

İşte dünya ülkeleri bu gerçeği 2008 krizinde gördükleri gibi bir kez daha gördüler, MEM'in "para basma" ve "Vatandaşlık Maaşı" projelerine yöneldiler.

Türkiye'de de bu projeler gerek siyaset gerekse ekonomi camiasında dillendiriliyor. 

Tabii ki her zaman olduğu gibi kıymet bilinmeyerek, Prof. Dr. Haydar Baş gerçeğinin üstü örtülerek...

Bunu son dillendiren ekonomist Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ceyhun Elgin...

Elgin, koronavirüsün yol açtığı ekonomik krizden kurtulması için Türkiye'ye şu tavsiyelerde bulunuyor:

"Türkiye'nin tek çaresi belki de enflasyondaki yükselişi ve TL'nin değer kaybını da göze alarak daha fazla para basmak olabilir."

"Başka yöntemler de var ama onlar para basmak kadar etkili olmayabilir."

"Birçok sektör durma noktasına geldi. Uçaklar çalışmıyor, dükkanlar kapalı. Yaşadığımız halk sağlığı krizi sona erdikten sonra da insanlar bu sektörler için bir süre daha kolay kolay talepte bulunmayacak."

"Aile yardımlarında mümkün olduğunca kapsayıcı olunmalı. Yurttaşlık geliri (MEM'deki Vatandaşlık Maaşı) uygulaması da bir seçenek olabilir. Yani çalışsın çalışmasın herkes için geçinebileceği kadar düzenli bir yardım. Tabii bu bir maaş kadar olmasa da 1000-1500 TL olabilir." 

Bu çözümleri, projelerin ve modelin Sahibi Prof. Dr. Baş'ın ismini zikretmeden dile getiren akademisyenler ve siyasiler bilmeliler ki, MEM tümüyle uygulanmadan bu söylemler asla yerini bulmayacaktır.

Türkiye'de MEM'in tümüyle uygulanması demek, bu eşsiz çözüm Modeli'ni hayata geçirecek tek kadronun Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) kadrosunun iktidar olmasıdır.

Bugün hukukçu Hüseyin Baş'ın genel başkanlığında yoluna devam eden BTP kadrosu bu konuda donanımlıdır, göreve hazırdır, milletimizi ve devletimizi bu girdaptan kurtarabilecek bilgiye, beceriye sahiptir.

BTP kadrosunun herbir ferdini Prof. Dr. Haydar Baş özenle yetiştirmiştir.

Dünya O'nun kıymetini bilirken, bizlerin Türkiye olarak hala O'nun çözümlerine ve yetiştirdiği kadroya sırt dönmemiz, çözümün önündeki en büyük engeldir.

Bakın Sayın Baş'ın vefatıyla ilgili yabancı bilim adamları neler söylediler:

Almanya'dan Prof. Dr. Fritz-Rene Grabau:

"Dünya bilim camiası için çok büyük bir kayıp. O'nun öğretilerinin insanlık için çok önemli olduğuna inanıyorum. Bundan sonra yapılacak çalışmalarda O'nun talebeleriyle beraber olacağımı buradan iletmek istiyorum ve sizlerden haber bekliyorum."

Almanya'dan Prof. Dr. Irina Hundt:

"Bizim için çok büyük bir kayıp. Ama O'nunla tanışmış olmam, O'nun Milli Ekonomi Modeli ve kaynakların adil paylaşım fikirlerini  öğrenmemden dolayı çok mutluyum."

Almanya Bonn Üniversitesi Prof. Dr. Ernst Zureck, Prof. Dr. Ahad Rahmanzade ve Prof. Dr. Cristian Uhlig'den ortak mesaj:

"Prof. Dr. Haydar Baş büyük bir kişiliğe sahipti ve aynı zamanda Almanya'daki bilim insanları tarafından da tanınan ve değer verilen bir bilim adamıydı. O'nunla bilimsel işbirliğimiz vardı. Sayın Baş'ı 2020'de Almanya'da bir dizi konferansa davet etmiştik. Artık olamayacağı ne büyük bir kayıp. Huzurunda eğiliyoruz."

Hollanda'dan Cornelia Versteegh:

"Dünya bilim camiası çok büyük bir değerini kaybetti. İnsanlık O'nun tezine tam muhtaç olduğu bir zamanda... Yapılacak bütün çalışmalarda yanınızda olacağımı belirtirim."

Onlar bu gerçekleri ifade ederken maalesef Türkiye olarak hala kıymet bilmemeye devam ediyoruz.

Çözüm belli, kolay olan çözümle buluşmaktır ama zor ve imkansız olanı tercih ediyorsanız buyurun yol sizin...