Yusuf Karaca; "Din maskelerini Baş Hoca düşürdü"
Usta Kalem Yusuf Karaca bugünkü köşe yazısında şu ifadelere yer verdi:
"Liderimiz Prof. Dr. Haydar Baş'ın vefatından sonra ona saldırılarda artış gözlendi. Önce FETÖ'cü hesaplar harekete geçti. Ardından, liderleri Pensilvanya'daki ininden ses verdi. "Benimle çok uğraştı, öldü" demeye getirdi.
Oysa Baş Hoca insanlarla değil, yanlışlarla uğraşır. Düzeltmeye çalışır. "Gittiğin yol, yol değil" der. Öyle de yaptı. Asla olayı şahsileştirmedi. "Üç Büyük Din yoktur" dedi. "Tek büyük Din var, o da İslam" dedi.
Allah'ın beyanını hatırlattı.
Hem de Papa'ya sunduğu ihanet mektubundan bir hafta önce.
Yıl, 1998…
Üzerinden, 22 yıl geçti.
Devlet aklı, bu ihaneti geç de olsa gördü ve ona "FETÖ" dedi. Yani liderimiz Haydar Baş'ın ona "Allah belanı verecek" dediği şey gerçekleşti.
Allah, belasını verdi!
22 yıl önce "evliya" denilen adam, bugün CIA ajanı… Bunda kimsenin şüphesi yok artık.
Kimin dediği onaylandı?
Haydar Hoca'nın…
O zamanlar, ülkede ne kadar "İslam" diyen adres varsa gidip hepsine anlattık. "Cemaat, tarikat, efendi, şıh", ne varsa… Dedik ki: "Gülen, İslam'dan başka din var diyor. Buna ne diyorsunuz!" Meğer hepsi Halidi'de birleşmişler.
"Allah katında din İslam'dır" ayeti umurlarında değil. "Olay din olayı değil, vatan olayı!" diye Haydar Hoca yeri göğü inletti, tek başına. "Dini bütünlük giderse, milli bütünlük gider" dedi. Kimse uyanmadı, kimse duymadı.
Meğer kaleler çoktan düşmüş, Soros parası ne kadar "gönüllü teşekkül" varsa, dönüştürmüştü. Partilere dert anlatmaya çalıştık. Ve bizi kimse duymadı. Ne milliyetçisi, ne sağcısı, ne solcusu…
Kimileri İslam'ı bilmediği veya ilgi alanının dışında gördüğü için, din üzerinden gelen tehlikeyi göremediler. "Din" örtüsü ile gelen "diyalog, hoşgörü, sevgi, hizmet" kavramlarıyla süslü haçlı kuşatması fark edilmedi.
Bir tek Haydar Hoca gördü:
"İş Baş'a düştü" diyerek, büyük bir mücadeleye girdi. Bugün dahi FETÖ yok ama ne acıdır ki "Diyalog" teraneleri devam ediyor. İktidarın kanatları altına gizlenmiş, devlet kurumlarından sökülmemiş/sökülememiş bu illet, fırsat buldukça virüs yaymaya devam ediyor.
İngilizler, Arapları Türklere karşı "Vehhabilik" mezhebi ile kışkırttı. Cumhuriyet kurulduktan sonra isyanlar İngiliz eliyle oldu. İngilizin o gün kullandığı "tarikat", bugün içimizde "sarık-cübbe" ile dolaşıyor.
"Zebaniler sizi cehenneme götürürken Halidi'iyim derseniz, bırakırlar" diyor. Kim bu Halidi, Nursi'nin "yol" hocası…
Nursi kim?
Gülen'in "yol" hocası…
Bunları rüyasında gören kim?
Kadın satıcılığından içeri düşmüş biri. Orada FETÖ firarisi Adil Öksüz'le görüşmüş, sözler vermiş çıkmış. Onu hapisten çıkaran hâkimler FETÖ'den içeri alınmış. Şimdi tekrar rüya görmüşmüş, "darbe" olacakmış!
Hepsinin ortak özelliği Atatürk düşmanlığı… Nursi'nin peşinde gidenler, 15 Temmuz'da neler yaptı, dünya gördü. Nursi, Atatürk'e "deccal" diyen nursuz. Atatürk düşmanlığı birden çıkmadı ki ortaya…
Atatürk'e saldıranlar, Haydar Baş'a saldırmada ittifak etmişler. Merhum Baş, maskelerini düşürdü çünkü. Cami ile kilise arasına köprü kuran, DİYALOGCU AJANLAR, Anıtkabir ile cami arasına kurulan köprüyü yıkmak istiyorlar. Cemevi ile Cami arasına kurulan köprüleri, dağıtmak istiyorlar.
Efendileri, Alevi-Sünni çatışması istiyor bunlardan. Yezit'in kızları bile silahlanmış. Kan dökmek için, "liste" oluşturmuşlar. Önlerinde tek engel, Haydar Baş'ın kurduğu köprüler, oluşturduğu bentler ve savunma hatları…
Bir kurt ardından binlerce it havlatır!
Atatürk'e saldırı nasıl sebepsiz değilse, Baş Hoca'ya saldırı da sebepsiz ve tesadüf değil.
İşin Türkçesi şu: Türk İslam'ı İngiliz-ABD saldırısı altında… Bu saldırılara hukuk içinde, cevap vermeye devam edeceğiz. Hz. Ebubekir'i, Ömer'i müdafaa etmek, M16-CIA ajanlarına kalmadı. Kadın satıcılığından hapse düşmüşlere, hiç kalmadı.
Üstadımızın, Hz. Ebubekir ve Ömer hakkında söylenmiş olumsuz bir tek sözünü bulup getiremezler çünkü yoktur. Hz. Ali'yi övmek, bunları hafife almak değil.
Ne demişti liderimiz "Ehl-i Sünnet hakkında bana bir ayet getirsinler, ayaklarını öpeceğim. Allah'ın kitabında, Ehl-i Sünnet yok, Ehl-i Beyt var. Allah'ın kitabında olanı söylemek ancak kitapsızları rahatsız eder.
Alevi veya Şii'ye "Müslüman" demek canlarını sıktı. Şii-Sünni savaş riski, suya düştü. Türkiye'de, İran'da, Suriye'de, istedikleri iç savaşı çıkartamadılar. Veya İran-Türkiye, Türkiye-Suriye savaşı çıkartamadılar.
Haydar Baş, oyunlarını bozdu. Taktıkları 'din' maskelerini düşürdü!"
KAYNAK: www.yenimesaj.com.tr
www.usakhaberler64.com
Etiketler; Uşak, Uşak Haberler, Uşak Haber, Yenimesaj Köşe Yazarı Yusuf Karaca