Murat Çabas "Sınavsız üniversite anayasal haktır"
Usta kalem gazeteci Murat Çabas köşesinde şu ifadelere yer verdi;
"2,5 milyona yakın gencimiz geleceklerini belirlemek için dün ve bugün sınav maratonundalar. Geleceğimizi emanet edeceğimiz gençlerimiz inşallah diledikleri bölümleri kazanırlar, Allah zihin açıklığı versin.
BTP Genel Başkanı hukukçu Hüseyin Baş, sosyal medya hesabından paylaştığı mesajında gençlerimize başarılar diledikten sonra, tecrübelerinden yola çıkarak teknik bir takım tavsiyelerde bulundu. Sayın Baş, mesajında şunları söyledi:
"YKS'ye girecek tüm öğrencilere başarılar. Türkçe ve Sosyal Bilimler için okuduğunuzu iyi anlayıp yorumlamanızı, Matematik'te görsel düşünme ve analiz etme becerilerinizi kullanmanızı, Fen Bilimleri'nde kavramların, günlük hayatla ilişkisine odaklanmanızı tavsiye ederim."
Her yıl milyonlarca gencimiz, hayatlarının bundan sonrasını şekillendirecek 3 saatlik bir sınava tabi tutuluyorlar. Bu 3 saatlik dönemde hastaysa, yorgunsa, herhangi bir nedenden dolayı morali bozuksa, panik yaptıysa ve daha sayamayacağımız birçok nedenden dolayı bir olumsuzluk yaşıyorsa o gencimiz yandı, bütün geleceği karardı.
Böyle bir sınav anlayışı kesinlikle adil değildir.
Hatırlarsanız, pandemi gerekçesiyle Temmuz ayına ertelenen sınavlar, turizm gerekçesiyle yeniden bir ay geriye çekilmişti. Bu 'git-gel'in sebep olduğu moralsizlik ve panik bile öğrencilerin sınava 1-0 mağlup girmesine neden oldu.
Bu tarihi yanlış yapıldığı gün BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş çok önemli bir açıklama yapmıştı. YKS'nin öne alınmasının doğru olmadığını ifade eden Baş şunları belirtmişti:
"Böylece 84 gün çalışma süresi olan kardeşlerimize 54 gün çalışma süresi bırakılmış oldu. 'Yarın'a alın diyeceğim, herhalde soruları hazır değil, bu yüzden yapamamışlar.
Artık Türkiye'de son dönemde gece 12.00'a iki saat kala kararlar alınmaya başlanmış gibi bir durum var. İktidar partisine olayları planlayıp programlayıp o şekilde hayata geçirmelerini tavsiye ediyorum. Prof. Dr. Haydar Baş, hep şunu söylerdi: Galatasaray Lisesi'nde okuyan bir öğrenci ile Şırnak'ta bir lisede okuyan bir öğrenci nasıl aynı sınava girebilir? Çocukların kaderlerini belli bir saat dilimine bağlayıp, hayatlarını şekillendirmek yanlış bir duruştur.
Prof. Dr. Baş, 'sınavsız üniversite' fikrini Türkiye'de ilk defa seslendiren bir kişiydi. Biz, bu fikrin de arkasındayız. Biz de sınavsız üniversiteyi hayata geçireceğiz ve bu gencecik insanların kaderini 3-5 saate, 3-5 güne bağlamayacağız. Bunu da ilk söylemimiz olarak Genel Başkan sıfatıyla buradan ilan etmiş olayım."
Evet, "sınavsız üniversite" merhum Prof. Dr. Haydar Baş'ın sürekli gündeminde olan, gençlere yönelik projelerinden en önemlilerinden biriydi.
"Sınavsız üniversite"nin esasen "anayasal bir hak" olduğunu vurgulamamız gerekiyor.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 42'inci maddesinde, "Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz" denilmektedir. Anayasa'nın hükmü çok net ve açıktır.
Bir genç okumak istiyorsa, zorunlu eğitimin üzerine dilediği yere kadar okumalı, onun bu eğitim-öğretim talebini devlet mutlaka karşılamalıdır.
Gençlerimizin bu talebini karşılayamayacak acziyette olan siyasiler, Anayasal bir hak olan üniversite okuma hakkını vatandaşlara yaşatamayınca, bir takım eklerle birlikte bu hükmü yumuşatmaya, hatta devre dışı bırakmaya çalışmışlardır.
Örneğin, bu 42'inci maddeye 7'inci fıkra olarak sonradan şu ilave yapılmıştır:
"Kanunda açıkça yazılı olmayan herhangi bir sebeple kimse yüksek öğrenim hakkını kullanmaktan mahrum edilemez. Bu hakkın kullanımının sınırları kanunla belirlenir."
Anayasal hak, kanunlara indirgenmiş, Anayasa maddesi değiştirilemeyince, kanunlarla etkisi ortada kaldırılmıştır. 2,5 milyon öğrenci üniversite okumak niyetiyle kapıya gelmektedir ama bunların 1,5 milyonu geri çevrilmekte, "sen okuyamazsın" denilmektedir.
Diğer önemli bir husus ise, eşit şartlarda sınava sokulan öğrenciler, eşit şartlarda sınava hazırlanamamaktadır. Matematik derslerinin çoğu boş geçen bir öğrenciyle, ileri düzeyde Matematik gören öğrenci, imkanı olduğu için dershaneye gidenle, hiç imkanı olmadığı için kendi başına hazırlanan öğrenci aynı sınavlara girmektedir. Bu hiç adil değildir.
Temellerini adaletsizlikle attığın bir gençlikten ileride adalet bekleyemezsin.
Prof. Dr. Baş, yıllardır neden "sınavsız üniversite" demektedir, dilerseniz değişik zamanlarda yaptığı açıklamalardan yola çıkarak ortaya koyalım:
* "Lise mezunlarının tamamını sınavsız üniversiteye alacağız. Çocuklar hamal gibi her gün dershanelere, hocalara gidiyor, yetmiyor kurslara gidiyor. Ben bunu kaç yıldan beri söylüyorum. Bu eğitim-öğretim değildir. Biz bütün gençleri sınavsız üniversiteye alacağız."
* "Tunceli'den sınava giren talebe ile İstanbul'dan sınava katılanların eğitim ve bilgi durumu bir olmayacaktır. Buna rağmen, aynı soruları cevaplayarak gelecek belirlemek zorundalar…"
* "Önemli olan gençlerin, istediği okula devamını devlet garantisinde yapabilmek… Geçmiş yıllarda sınav skandalları ile zedelenen ÖSYM'ye olan güven zaten kalmamıştır. Öyleyse, evlatlarımız için en hayırlısı, kabiliyetleri istikametinde devam edebilecekleri yükseköğretim kurumuna serbestçe kayıt olabilmeleridir."
* "Biz yaşanan zilleti görerek, halkımıza on senedir "sınavsız üniversite" projesinin hayata geçmesinin gereğinden bahsediyoruz. Kulaklarını bize tıkayan halkımız ise, evlatları ile beraber bu sıkıntıları çekmeyi tercih ediyorlar. Gelişmeler karşısında, bu projeyi gerçekten uygulayacak olanı iktidar etmek zorundasınız. 'Sınavsız üniversite' imkânını sadece Bağımsız Türkiye Partisi verebilir."
* "Şırnak'ı, Hakkâri'yi düşünün. Bu illerin herhangi bir nahiyesinden mezun olan delikanlıyı düşünün. Bunların derslerinin yarısı boş geçiyor. Şimdi bu çocuk Galatasaray Lisesi'nden mezun olan çocukla yarışa giriyor. Kazanabilir mi? Hayır. Bu adalet mi? Onun için biz, 'liseyi bitiren herkes sınavsız olarak üniversiteye girebilir' diyoruz."
* "Ama hocam herkes doktor, mühendis olmak isteyecek. Doğrudur. Bunun da arz taleple ilgisi var. Biz doktora ne veriyoruz mesela 10 bin TL, o parayı öğretmene ver bakalım, sen kadro sıkıntısı çeker misin? Bu dengeyi kurmak siyasetin işidir. Siyaseti bilenler de bu işi dengeler ve çok güzel bir netice ortaya çıkar."
Netice olarak deriz ki; "sınavsız üniversite" Anayasal bir haktır, Prof. Dr. Baş, yıllardır bizlerin haklarına kavuşması için mücadele etmiştir. Diğer haklar gibi bu hakkımızın da ekonomik altyapısı sadece Milli Ekonomi Modeli ile temin edilebilir, uygulaması da Sayın Baş'ın Sosyal Devlet Milli Devlet tezi ile mümkündür."
KAYNAK: www.yenimesaj.com.tr
www.usakhaberler64.com
Etiketler; Uşak, Uşak Haberler, Uşak Haber, Murat Çabas