Asker Atatürk'ten Hoca Atatürk'e 19 Mayıs

19 Mayıs'ta Mustafa Kemal Atatürk’ün Samsun'a çıkışı Anadolu için bağımsızlık kapısının açılmasıdır. İşgalden, yağmadan, işkence ve tecavüzden kurtuluşa doğru atılan ilk adımdır. Türk milleti olarak tarih sahnesinde varlığımızı sürdürebilmenin tohumlarının atılmasıdır. 19 Mayıs da 23 Nisan gibi gençliğe emanet edilmiş bu ülkenin geleceği güvence altına alınmak hedeflenmiştir. Bu gerçekten dâhiyane bir harekettir.

Bu vesileyle yanlış bilinen ya da kasten yanlış anlatılan bir durumu düzeltmek vazifemizdir. Evet, Mustafa Kemal'i Samsun'a gönderen İstanbul hükümetinin o zamanki temsilcisi Damat Ferit ve belgeyi onaylayan da padişah Vahdettin’di. Bu doğru. Ancak Mustafa Kemal Paşa'nın bu göreve talip olması, kendisinin ve çevresinin büyük uğraşlarıyla olmuştu. Bunun ötesinde İstanbul hükümetinin O'ndan kurtulmak İstanbul’dan bir an evvel uzaklaştırmak gibi bir amacı da vardı. En önemlisi Damat Ferit Mustafa Kemal'i Samsun'a Türk ordusunu dağıtmak, silahsızlaştırmak ve bölge halkını İngiliz işgaline karşı isyan etmemesi üzere yatıştırmak için görevlendirmişti. Bunun altını defalarca çizmek gerekiyor.

Mustafa Kemal, görevi işgal kuvvetlerinin işini kolaylaştırmakken Anadolu'ya geçerek bağımsızlık mücadelesini başlatmış, umutları sönmüş bir milleti küllerinden yeniden doğan Anka kuşu misali düşman üzerine fırtına olmuş yağdırmış, kasırga olmuş estirmiştir. Söz konusu, bu milletin ve topraklarımızın emperyalist Hıristiyan mezaliminden kurtulmasıyken hala Mustafa Kemal'e düşmanlık edenlerin safını anlamak zor değil! Bunların İslam’a düşmanlık ettiğini iddia ettiği Atatürk, Hıristiyan dünyaya savaş açmış ve gemiyle gelenleri yüzdürerek göndermiştir! Gazi, milli mücadele öncesinde pare pare parçalanmış, yıpratılmış umutsuz insanları bağımsızlık uğrunda Türk, Kürt, Laz, Çerkez tek yürek, tek bilek, tek millet yapmayı başarmış ve tam bağımsız bir ülke kurmuştu.

Tarihi kafasına göre yontan ve Atatürk'ün özel hayatıyla ilgili sürekli asılsız iddialarla bu nefreti körükleyenlerin amacı bellidir. Belgesiz, kanıtsız iftiralarla ve bazen sahte belgeler üreterek hurafeler çıkartarak devletimiz üzerinde hain emelleri olan güçlere hizmet eden bu kesimin dört bir yanını büyük bir korku sarmış durumda. Merhum Atatürk'ün yalnız adıyla dahi Türk milletinin birlik beraberliğini yeniden sağlayacağı korkusu... Atatürk'ün ailesine ve kendisine saldırıların bu denli artmasındaki sebep de budur. Dahası birilerinin işgalci atalarına olan bağlılığı ya da yabancı severlerin 3 kuruş menfaat için kendi milletine ihanet etmesidir. Bu gün getirildiğimiz noktada bu millete özellikle de gençliğimize düşen vazife bu fitneleri acilen def etmek, cumhuriyetimizi, bağımsızlığımızı kısacası milli ve dini bütünlüğümüzü canı pahasına korumak ve müdafaa etmektir.

Yıllardır yaptığı çalışmalarla ve “Hoş Geldin Atatürk” eseriyle bizlere bu hakikatleri haykıran, milletiyle Atatürk’ü kucaklaştıran, fitnelere karşı çıkarak Atatürk’ün İslam’a yaptığı büyük hizmeti ortaya koyan ve bizlerin Müslüman Atatürk’ü tanımamıza daha doğrusu özünü keşfetmemize olanak sağlayan üstadımız Prof. Dr. Haydar Baş bey büyük bir uyanışa vesile olmuştur.

Kendisine ne kadar teşekkür etsek nasıl minnet sunsak azdır. Kıymetli hocamızın bizlere hep öğütlediği gibi tam bağımsız Türkiye hedefiyle yürüdüğümüz bu yolda bizler dini ve milli bayramlarımıza sahip çıkacağız. Merhum Prof. Dr. Haydar Baş hocamızın Hakk’a vuslatının verdiği acıyı yaşadığımız bu Ramazan ayında bu duygu ve düşünceler içinde önümüzdeki 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı'nı kutluyor geçtiğimiz bu zor günlerde milletimize ve devletimize esenlikler diliyoruz.