Eyüp Kabil "Milli Ekonomi Modeli nedir?"

UŞAK HABER - Yenimesaj köşe yazarı Eyüp Kabil köşesinde "Milli Ekonomi Modeli nedir?" adlı köşe yazısını yayımladı.

 

Usta kalem gazeteci Eyüp Kabil köşesinde şu ifadelere yer verdi;

"Yıllardan beri, mevcut ekonomik sistemin krizlere çare olamayacağı gibi sistemin kendisinin zaten krizleri yarattığını söylüyoruz. 

Milli Ekonomi Modeli'nden başka hiçbir çarenizin olmadığını, kurtuluşun ve ekonomik bağımsızlığın tek yolunun Milli Ekonomi Modeli'nden geçtiğini 15 yıldır anlatıyoruz, ama anlayan yok!

Merhum Prof. Dr. Haydar Baş hocamız bunu Rusya'ya anlattı, Çin'e anlattı fakat bir türlü Türkiye'ye anlatamadı! Şimdi ise Türkiye'nin ekonomik krizden çıkmak için nasıl çırpındığını hep birlikte görüyoruz.

Öyleyse halkımızı bilgilendirmek için bir kez daha anlatalım... 

* * * 

Milli Ekonomi Modeli, insanın sınırlı ihtiyaçlarının sınırsız kaynaklardan karşılanması ilmi ve ülkelerin gerektiğinde her türlü mal ve hizmeti üretebilme gücüne sahip olması, iç ve dış harcamalarının borçlanmadan temin edebilmesinin adı ve formülüdür. 

Bu manada Milli Ekonomi Modeli ülkelerin kalkınmasının, ekonomik bağımsızlığın tek ve yegane yoludur. 

Milli Ekonomi Modeli, ekonominin sadece bir meselesine odaklanmak yerine, bütününü kucaklayan bir modeldir. 

Hedefleri, dayanakları ve işleyiş mekanizmaları ile başlı başına bir sistem olan Milli Ekonomi Modeli, hayallerden değil, var olan gerçeklerden yola çıkarak, bunlara uygun bir modeli hayata geçirmeyi amaçlamıştır. 

"Kaynakların sınırsız, ihtiyaçların sınırlı ama ihtirasların sınırsız" olduğunu tespit ettiğimizde, kapitalist (ve benzeri) modellerin daha temelden meseleye yanlış yaklaştığını görmek zor olmayacaktır. Çünkü kapitalist (ve benzeri) anlayışlar, kaynakları sınırlı görürken, insan ihtiyaçlarını sınırsız görmektedirler. 

Artan nüfusun ihtiyaçlarının sınırlı kaynaklarla karşılanamayacağı yanılgısı, kapitalist (ve benzeri) anlayışı toplumun çok az bir kesiminin çıkarlarına odaklanmaya yöneltmiştir. 

Bu sebeple kapitalist (ve benzeri) anlayış azınlıkların mutlu olduğu fakat çoğunluğun fakirlik ve açlık çektiği bir modeldir. 

Gerçekte artan dünya nüfusu bir tehlike değildir. Kaynakların kıt olmadığından yola çıkılarak bu kaynaklardan optimal ve adilane bir şekilde herkesin istifade edeceği bir sistem hayata geçirmek mümkündür. Zaten Milli Ekonomi Modeli'nde yaptığımız da bundan ibarettir. 

Milli Ekonomi Modeli "tüketim yanlısı bir model"dir. Tüketim yanlısı olmaktan kastımız, toplumu oluşturan bireylerin tamamının belli bir gelir düzeyine çıkartılmasıdır. En azından "kimseye muhtaç olmadan hayatını devam ettireceği seviye" asgari hedef olarak kabul edilmiştir. 

Milli Ekonomi Modeli'nde ortaya koyduğumuz hedefleri yakalamada, çok önemli iki güce sahibiz. Bunlardan birincisi para, bir diğeri ise devlettir.  

Para, kapitalist (ve benzeri) anlayışlarda sadece bir mübadele ve değer saklama aracı olarak görülmüştür. Oysa paranın çok önemli iki özelliği şu ana kadar ifade edilmemiştir. Birincisi, paranın bir tahrik unsuru olarak işlemci özelliği, bir diğeri de paranın üretilen mal ve hizmetlerin karşılığı olma vasfıdır. 

Milli Ekonomi Modeli'nde, devletin emisyon hacmini genişletip sosyal projeler ile, özellikle dar gelirli bireylerin bütçelerine katkıda bulunarak tüketim ile üretimi dengelemek için, piyasalara müdahale etmesi gerekir. 

Milli Ekonomi Modeli'nde devlet sadece alan el değil, aldığından daha fazlasını verebilme kudretinde olan iradedir. 

Sosyal devlet yaklaşımı hem sosyal adaleti, hem de sürekli büyümeyi sağlamaktadır. Yani fakir bir insanı doğrudan desteklemek, dolaylı olarak sanayiciyi de desteklemektir.

Milli Ekonomi Modeli'mizde devlet, vatandaşının emeğini yine halkına hizmet olarak sunan iradedir. İfade ettiğimiz üzere, sadece halkından topladığı vergileri değil, aynı zamanda emisyondan elde ettiği senyöraj gelirini de halkına hizmet olarak aktaracağı için, "alan değil, veren el" konumunda bir devlet anlayışı Milli Ekonomi Modeli ile hayata geçirilmektedir.  

Faiz, Milli Ekonomi Modeli'nde bir hastalık olarak tanımlanmıştır. Faiz, gelir dağılımındaki dengeyi bozduğu gibi üretim ile tüketimi de engeller. Milli Ekonomi Modeli, kaynakların ve paranın tekelleşmelerini engelleyerek, herkesin rahatlıkla ulaşacağı bir ortamın oluşmasını sağlamaktadır.  

Paranın serbest dolaşımı, proje sahibi herkesin üretim yapabileceği bir zemini oluşturduğu gibi, bireylerin kabiliyetlerinin açığa çıkmasına da imkan tanımaktadır. 

Paranın ve kaynakların tekelleşmesinin önlenmesi, üretim ile tüketimin önündeki engelleri kaldırmakta, maliyetleri de aşağıya çekmektedir.  

Paranın, maliyetsiz ve herkesin sahip olacağı bir hale getirilmesi Milli Ekonomi Modeli'nin en önemli unsurlarındandır. 

Milli Ekonomi Modeli'nde toplumun hiçbir kesimi bir diğerine karşı rakip olarak algılanmamış, toplumu oluşturan bireylerin tamamına fayda sağlayacak yaklaşımların önü açılmıştır. özellikle işçi ücretlerini asgari geçim düzeyinde konumlandıran kapitalist (ve benzeri) anlayışlar yerine , gerçek ücret tanımı getiren Milli Ekonomi Modeli, hem işverenin, hem de işçinin hakkını sahibine vermektedir.

Her ekonomi modeli, onu ortaya koyan kültürün ve bakış açısının bir yansımasıdır. Kapitalizm (ve benzeri), Batı insanının meselelere bakış açısını yansıtmaktadır. Milli Ekonomi Modeli ise bize ait değerlerin bir açılımından ibaret olup, olaylara batı gözlüğü ile değil, Müslüman Türk insanının sahip olduğu ölçüyle çözüm getirmektedir.  

Milli Ekonomi Modeli, sadece ülkemizi değil, dünya insanlığını da refaha kavuşturacaktır.

(Prof. Dr. Haydar Baş, Milli Ekonomi Modeli, 2005, 1.baskı, s.37-44)"

KAYNAK: www.yenimesaj.com.tr

www.usakhaberler64.com

Etiketler; Uşak, Uşak Haberler, Uşak Haber