1 Mayıs İşçi Bayramı İle İlgili Basın Açıklaması Gerçekleştirildi.
Haber
01 Mayıs 2020 - Cuma 00:00
 
1 Mayıs İşçi Bayramı İle İlgili Basın Açıklaması Gerçekleştirildi.
1 Mayıs İşçi Bayramı İle İlgili Basın Açıklaması Gerçekleştirildi.
Atatürk Haberi
1 Mayıs İşçi Bayramı İle İlgili Basın Açıklaması Gerçekleştirildi.

UŞAK HABER - Uşak İlinde KESK, TÜRK İŞ VE BİRLEŞİK KAMU İŞ Örgütleri 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü Münasebetiyle Ortak Basın Açıklaması Gerçekleştirdi!
Bugün Uşak’ta, KESK, TÜRK İŞ VE BİRLEŞİK KAMU İŞ temsilcileri  1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü  dolayısıyla Atatürk Anıtı önünde sosyal mesafe kuralına uyarak basın açıklaması gerçekleştirdi.

Atatürk Anıtının önünde gerçekleştirilen basın açıklamasına, KESK, Türk İş, Birleşik Kamu İş ve Tüm Emekliler Sendikası temsilcileri olarak katıldı.

KESK, Türk İş Ve Birleşik Kamu İş temsilcilerinin ortak yaptığı basın açıklamalarını, KESK temsilcisi olarak Deniz Ertunç, Türk İş temsilcisi Yaşar Taylan, Birleşik Kamu İş temsilcisi Bülent Gün yaptı.

İşte KESK, Türk İş Ve Birleşik Kamu İş temsilcilerinin ortak yaptığı basın açıklaması şu şekilde;

“Ülkemiz ve dünyamız Korona virüsü nedeniyle zor günler yaşamaktadır. Bu koşullarda ne yazık ki 1 Mayıs Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü’nde alanlarda bütünleşemeyeceğiz ve ezilenlerin haklarını hep birlikte haykıramayacağız. Ancak bu koşullarda da olsa yaşasın 1 Mayıs diyeceğiz ve emekçilerin haklarını her şekilde savunacağız.

Biz karanlığın zifirîye dönüştüğü zamanlarda bile yarına dair umutlarımızı hiç yitirmedik. Bugünden yarına umut büyütmeye devam ettik ve bundan sonra da etmeye devam edeceğiz. Şimdi sizleri başta Mustafa Kemal Atatürk, 1 Mayıs mücadelesinde kaybettiğimiz şehitlerimiz ve Korana Virüs savaşının ön cephesinde yer alan ve hayatını kaybeden tüm sağlık emekçilerimiz için saygı duruşuna ve İstiklal Marşına davet ediyorum.
 
ÜRETEN BİZİZ!ÖLDÜREN DÜZENE KARŞI BİRLEŞELİM!  İNSANCA YAŞAMAK İÇİN YENİ BİR TOPLUMSAL DÜZENİ  EMEK VE BİLİMLE KURACAĞIZ! 
  
Kapitalist sistemin yüzyıllardır devam eden emek, doğa, halk ve kadın karşıtı politikaları kriz üzerine kriz, salgın üzerine salgın üretiyor. Fosil yakıtlar, sera gazları, kimyasal maddelerin kontrolsüz kullanımı, suyun, toprağın, ormanların talan edilmesi, sınırsız hayvan katliamları, tarımda mineral gübre ve böcek ilacı kullanılması vb. gezegenimizi ve tüm canlıları yok olma tehlikesiyle, salgınlarla baş başa bırakıyor.


Yıllardır söylüyoruz; “sağlıkta dönüşüm” başta olmak üzere kamusal hizmetlerin piyasaya açılması, özelleştirmeler, güvencesizlik, esnek çalışma, performans sistemi, üniversitelerin akademik, bilimsel özerklikten uzaklaştırılarak iktidarların arka bahçesine dönüştürülmesi, bütçede yatırımlara ayrılan payın diplerde seyretmesi, kamu kaynaklarının sermayeye peşkeş çekilmesi dünyayı/ülkemizi yaşanılır olmaktan çıkaracaktır. Gerçekleşmekte olan da budur!

Kapitalist sistemin yol açtığı savaşlar, ekonomik krizler, işsizlik, eşitsizlik, yoksulluk, güvencesizlik, işçi cinayetleri, kadın bedeni ve emeği sömürüsü insanlığı, dünyayı yok oluşun eşiğine getirdi.  Salgın düzenin nasıl çürüdüğünü, çöktüğünü, kamusal hizmetlerin piyasalaştırılmasının kitlesel ölümlere nasıl zemin sunduğunu en açık, en dramatik hali gözler önüne serdi.

Ülkemizde de emekçiler salgın, yaşam ve çalışma koşullarının çok ağırlaştığı, işsizliğin rekor üzerine rekor kırdığı, krizin faturasının işçilere, emekçilere çıkarılması için ciddi adımların atıldığı, yandaş konfederasyonla yapılan satış sözleşmesiyle kamu emekçilerinin sefalet ve açlık sınırında yaşam mücadelesi verdiği bir dönemde patlak verdi.

İktidar gerekli tedbirleri zamanında almadığı gibi “çarklar dönsün” diyerek fabrikalarda, inşaatlarda binlerce işçiyi “ya salgından ya açlıktan ölüm” seçenekleri ile baş başa bıraktı. Kamu işyerlerinde “zorunlu çalışma” alanlarını objektif olmayan kriterlerle ve karar süreçlerine sendikaları, emekçileri dâhil etmeden belirledi. Binlerce kamu emekçisi covid 19’a yakalandı. Geride kalan milyonlar iktidarın çağrısı ile “evde kal”ır iken iktidar salgını fırsata çevirmenin her tür yol ve yöntemini kullandı. Tekçi, mezhepçi, kutuplaştırıcı politikalardan bir an olsun vazgeçmedi. Tacizcilerin, tecavüzcülerin, mafyanın, katillerin salıverilmesi, muhalif belediyelere soruşturmalar açılması, sahra hastanesinin dahi mühürlenmesi, kayyum atamalarının son sürat devam etmesi, ücretsiz izin dayatması gibi politikaların ardı arkası kesilmedi. Salıverilen mafya üyelerinin, katillerinin hedefinde bir kez daha kadınlar ve çocuklar yer aldı.

“Evde kal”manın koşullarını yaratmayıp sorumluluğu bireylere yükleyen, işsiz kalanlar için para bulamayan! iktidar savaş politikalarına Libya’da, Suriye’de ara vermeksizin devam ediyor, operasyonlar hız kesmiyor. Çocuk istismarını her fırsatta meşrulaştırmaya çalışan yasal düzenlemeleri meclise getirmeye çalışıyorlar. Salgın sonrası sömürünün katmerleşerek devam edeceği, hakların daha da budanacağı, çok daha otoriter bir ülke, bir dünya yaratmak istiyorlar. Özel sektör ve kamuda salgın sürecinde uygulanan esnek çalışma uygulamalarını salgın sonrasında temel çalışma biçimi olmasını, güvencesizliğin yaygınlaştırılmasını ve emeğin daha da ucuz hale getirilmesini hedefliyorlar. “Ekonomi çöktü” diyerek yeni zamlarla, vergilerle faturayı bir kez daha emekçilere çıkarma niyetlerini gizlemiyorlar.


Bizler; krizlere, salgınlara yol açan bu politikaların devam ettirilmesine geçit vermeyeceğiz. Özelleştirmelere, kamusal hizmetlerin sermaye için karlı alanlar olarak piyasalaştırılmasına, güvencesizliğe, taşeron çalışmaya, esnek çalışmaya, doğanın talan edilmesine, nükleer santrallere, hayvanların/bitkilerin doğal yaşam alanlarının katledilmesine karşı mücadeleyi çok daha güçlü şekilde yükselteceğiz. Mücadeleyi dayanışma ile güçlendireceğiz.


İnsan onuruna yaraşır bir iş, gelir ve sosyal güvenlik talepleriyle dünya emekçileri tek ses, tek yürek olacağız! Barış içinde savaşsız sömürüsüz bir dünyada yaşama ve yaşatma talebimizi 1 Mayıs’ta bir kez daha haykıracağız! İnsanlığı ve Doğayı Öldüren Sömürü Düzenine Mahkûm Değiliz!
Başka Bir Dünya, Başka Bir Ülke Mümkündür! Bunun İçin;
 
1. İş güvencesi ve insanca yaşanacak ücret, herkes için temel gelir sağlanmalıdır!
2. Özelleştirmelere son verilmeli, özelleştirilen kamu kurumları yeniden kamulaştırılmalı, kamusal politikalar hayata geçirilmelidir!
3. Sosyal mesafeye mecbur kalmamak için sosyal koruma ve sosyal devlet politikaları hayata geçirilmelidir!
4. Kamusal hizmetler parasız, nitelikli, ulaşılabilir ve bilimsel olmalıdır.
5. Kamu kaynaklarının toplanması ve harcanmasında halk odaklı, adil ve eşitlikçi bir sistem kurulmalıdır!
6. Tüm kadınlara iş ve gelir güvencesi sağlanmalı, artan şiddete karşı İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Yasa etkin bir biçimde uygulanmalıdır!
7. Vergide adalet sağlanmalı, salgında dahi sermayenin kollanmasına son verilerek servet vergilendirilmelidir!
8. Salgın sürecinde, temel, zorunlu ve acil mal ve hizmet üreten işler dışında bütün işlerde çalışma acilen durdurulmalı, işten çıkarmalar yasaklanmalı, ücretsiz izin dayatmasından vazgeçilmelidir! Çalışanlara ücretli izin verilmeli, işsizler için koşulsuz işsizlik maaşı ödenmeli, küçük esnaf ve çiftçi desteklenmelidir!
9. Zorunlu alanlarda dinlenerek, daha kısa saatler aralığında çalışma düzenlenmeli, yeterli, kaliteli koruyucu malzeme sağlanmalı, tüm tedbirler kurum idarelerince alınmalıdır.
10. Tüketici, konut ve taşıt kredileri ile kredi kartı borçları faiz işletilmeden ertelenmeli, elektrik, su, doğalgaz ve iletişim faturaları salgın riski boyunca devlet tarafından karşılanmalıdır!
11. Özel sağlık kuruluşları kamu kontrolüne geçirilmeli, yurttaşların sağlık hizmetlerine erişimi istisnasız ve ön koşulsuz bütünüyle parasız olmalıdır!
12. Varlık Fonu derhal lağvedilmeli, kamu kaynakları halk sağlığının, emekçilerin haklarının korunması ve geliştirilmesi, kayıt dışı çalıştırılanlar, işsizler, evsizler, göçmenler başta herkese gelir güvencesi sağlanması için kullanılmalıdır!
 
Sevgili Kamu Emekçileri, İşçiler, İşini Kaybedenler, Emekliler, Aydını, Sanatçısı, Gazetecisi, Öğrencisi, Esnafı, Kadını, Genci, Yaşlısıyla, Haydi Hep Birlikte;
Umudu ve mücadeleyi büyütmek için her yeri 1 Mayıs alanlarına dönüştürelim. Barış ve huzur içerisinde kardeşçe yaşayacağımız güzel günlere hep birlikte yürüyelim. Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü işyerlerimizde, sembolik de olsa alanlarda, Taksim Meydanında, sendikalarımızda, evlerimizde, balkonlarımızda 1 Mayıs Marşımızı hep birlikte söyleyelim! Baharın coşkusuyla, güzel günler göreceğimizin inancıyla pankartlarımızı sallayalım, alkışlarımızla ve sloganlarımızı haykıralım! YAŞASIN 1 MAYIS, YAŞASIN EMEKÇİLERİN BİRLİK MÜCADELE VE DAYANIŞMA GÜNÜ.” diyerek konuşma sona erdi.


www.usakhaberler64.com

Etiketler; Uşak, Uşak Haberler, Uşak Haber,
  , 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü​​​​​​​ Mesajı, KESK temsilcisi  Deniz Ertunç, Türk İş temsilcisi Yaşar Taylan, Birleşik Kamu İş temsilcisi Bülent Gün


 
Kaynak: (İHA) - İhlas Haber Ajansı Editör:
Etiketler: arsiv
Yorumlar
Haber Yazılımı