Belaya sabır, rahatlıktan yücedir
Haber
05 Aralık 2018 - Çarşamba 00:00
 
Belaya sabır, rahatlıktan yücedir
Belaya sabır, rahatlıktan yücedir
Ekonomi Haberi
Belaya sabır, rahatlıktan yücedir

Resûlullah (s.a.a.) şöyle buyurmuştur: “Belayı nimet ve rahatlığı sıkıntı saymadıkça mümin olamazsın zira dünya belası ahirette nimet ve dünya rahatlığı ahirette sıkıntıdır.” (el-Bihar, 67/237/54).

Yine şöyle buyurmuştur: “Şüphesiz evin efendisinin ailesini yeni çıkan yiyeceklerle okşadığı gibi, Allah da mümin kulunu çeşitli belalarla okşar.” (el-Bihar, 67/241/69).

Aynı hususta İmam Ali (a.s.) şöyle buyurmuştur: “Rabbinin sana birbiri ardınca bela indirdiğini görünce O’na şükret. Rabbinin birbiri ardınca üzerine nimet indirdiğini görünce O’ndan sakın.” (Gurer’ul-Hikem, 4082, 4083).

İmam Kâzım (a.s.) şöyle buyurmuştur: “Belaları nimet ve rahatlığı musibet saymadıkça asla iman etmiş sayılmazsınız. Zira bela anındaki sabır, rahatlık anındaki gafletten daha yücedir.” (Cami’ul-Ahbar, 313/870).

İmam Sâdık (a.s.) da şöyle buyurmuştur: “Musibetler Allah’ın hediyeleridir. Fakirlik ise Allah nezdinde hazine kılınmıştır. (Onu sadece özel kullarına verir).” (el-Kafi, 2/260/2).

İmam Bâkır (a.s.) ise şöyle buyurmuştur: “Şüphesiz Allah, erkeğin ailesini yolculuktan getirdiği hediyelerle okşadığı gibi, mümini bela ve zorluklarla okşar. Doktorun hastasına perhizi önerdiği gibi, Allah da mümine dünyadan perhiz etmeyi önerir.” (el-Kafi, 2/255/17).

Mümine bela sebebiyle değer verilmesi hususunda Resûlullah'ın (s.a.a.) bazı hadisleri şöyledir:

“Şüphesiz annenin evladını sütle beslediği gibi, Allah da mümin kulunu belalarla besler.” (el-Bihar, 81/195/52).

“Belaları artmadıkça kul Allah nezdinde değerli olmaz.” (Deaim’ul-İslam, 1/241).

“Allah bir kavmin hayrını dilerse onları belaya müptela kılar.” (Cami’ul-Ahbar, 310/855).

Aynı konuda İmam Sâdık (a.s.) sözleri ise şunlardır:

“Bela müminin süsüdür. Akleden kişi için ise yüceliktir. Zira belaya düçar olmak, karşısında sabretmek ve sebat göstermek imanı sağlamlaştırır.” (Musekkin’ul Fuad, 58).

“Adem’den Muhammed’e (s.a.a.) Allah-u Teala hiçbir kulu belaya düçar etmedikçe ve belalarda gerçek kulluğu hususunda vefasını göstermedikçe övmemiştir. O halde Allah’ın kerametleri, gerçekte başları bela olan sonlardır.” (el-Bihar, 67/231/47).

“Şüphesiz Allah’ın belaları Allah’ın ebedi kerametleri ile doludur. Sıkıntıları bir müddet sonra da olsa hoşnutluğunu ve yakınlığını sağlar.” (a.g.e., 78/200/27).

“Aziz ve Celil olan Allah’ın yeryüzünde halis birtakım kulları vardır. Allah, yeryüzüne indirdiği her hediyeyi onlardan uzaklaştırıp başkalarına verir. İndirdiği her belayı ise onlara doğru yöneltir.” (el-Bihar, 67/207/8). (Muhammed Muhammedî Reyşehrî, Mizanu'l-Hikmet).

OKAN EGESEL - YENİ MESAJ
Kaynak: (İHA) - İhlas Haber Ajansı Editör:
Etiketler: arsiv
Yorumlar
Haber Yazılımı