|
||
Atatürk’ün Hazırlattığı Hutbeler: 49. Hutbe Kurban Bayramı | ||
Ramazan Güner | ||
ramazanguner64@gmail.com | ||
Kurban Bayramı olması sebebiyle bugün Atatürk’ün hazırlattığı 49. Hutbe olan Kurban Bayramı hutbesini sizler ile paylaşacağız. Ne mutlu bizlere ki, Cumhuriyetimizin kurucusu olan Gazi Mustafa Kemal'e dinsiz iftirası atanlardan ya da ona dinsiz yaftası yapıştırıp üzerinden siyaset edenlerden değiliz. Aksine onun dinine sımsıkı bağlı Müslüman olmakla birlikte, mübarek bir annenin evladı olduğuna, soyunun Ehl-i Beyt 'e kadar dayandığına inanmakla kalmayıp bunu ispat eden taraftayız.
Atatürk'ün özel hafızı Yaşar Okur şöyle diyor: "Hafta içi yaveri Ali Rıza Bey, beni arayarak Mustafa Kemal'in Cuma namazı için Selimiye Camii'ne gideceğini benim de orada hazır bulunmamı, ezan ve Kur'an okumamı, ayrıca durumun cami görevlilerine bildirildiğini söyledi. Namaz çıkışında beni bekleyen Atatürk'e selam verdim, elini öptüm. Bana, 'Oğlum, bugün yine bizi yaktın. Gelecek hafta da hangi camiye gidersem sen de oraya geleceksin' dedi."
Mustafa Kemal'in Birinci Dünya Savaşı yıllarına ait notlarında "Namaz vaktini beklerken" ifadesiyle başlayan ifadeler yer almaktadır. Örneğin 24 Mart 1922 Cuma gününe ait bir notta Atatürk, "Cuma namazında Hafız, Ulu Camii'nde mevlid okudu" diye yazmıştır. 13 Haziran 1919 günü Cuma namazını Amasyalılarla birlikte Sultan Bayezid Camii'nde kılan Atatürk'e namaz öncesinde müftü Tevfik Efendi, kendisinden önce camiye girmesi için yol göstermiştir. Yine Mustafa Kemal TBMM'nin açıldığı gün 23 Nisan 1920'de Ankara Hacı Bayram Camii'nde öğle ve Cuma namazını kılmış, 7 Şubat 1923'te ise Balıkesir Paşa Camii'nde minbere çıkıp, "Allah birdir, şanı büyüktür, Resûlullah (s.a.a) O'nun kulu ve elçisidir" diye söze başlayarak Cuma hutbesi vermiştir. İşte Atatürk’ün dönemin Diyanet İşleri Başkanı Rıfat Börekçi'ye hazırlattığı Türkçe Hutbeler kitabının 49. Hutbesi olan Kurban Bayramı Hutbesi;
"Kevser, 1-3: (Ya Muhammed!)Biz sana Kevser'i verdik. Onun için Rabbine kulluk et ve kurban kes. Asıl sonu kesik olan, şüphesiz seni kötüleyendir."
Ey cemaat-i Müslimin! Kurban koyundan, keçiden, deveden, sığırdan olur. Başka hayvanlardan kurban kesilmez. Bu dediğim hayvanların erkeğinden, dişisinden kurban olursa da devenin, sığırın dişisini, koyunun ve keçinin erkeğini kurban etmek daha makbuldür. Kurban edeceğiz diye bu hayvanların yavrularını kesmek olmaz. En aşağı devenin beş seneliği, sığırın iki seneliği, koyunun ve keçinin de birer seneliği kurban olur. Bundan küçüğünü kurban etmek olmaz. Sadece altı ayı bitirip yedinci aya basmış olan ve bir senelikten farklı olmayan gösterişli bir kuzuyu kurban etmek mümkündür. Yedi kişinin ortaklaşarak bir deveyi veya bir sığırı kurban etmesi de olabilir. Bir koyunu veya bir keçiyi ancak bir kişi kurban edebilir. Dişleri dökülmüş, kuyruğunun yarısından fazlası kesilmiş, bir gözü veya iki gözü kör olan ve yürüyemeyecek derecede topal, hasta ve zayıf bulunan hayvanlardan kurban olmaz." |
||
Etiketler: Atatürk’ün, Hazırlattığı, Hutbeler:, 49., Hutbe, Kurban, Bayramı, |
|