|
||
Seçil Mumcuoğlu: ''Değişmeyen tek şey siyaset'' | ||
Seçil Mumcuoğlu: ''Değişmeyen tek şey siyaset'' | ||
Toplum Haberi | ||
|
||
|
||
UŞAK HABER - Yeni Mesaj köşe Yazarı Seçil Mumcuoğlu bugünkü köşesinde ''Değişmeyen tek şey siyaset'' adlı yazısını yayımladı. Bayramın bile bu kadar farklı yaşandığı bu günlerde, ülkede değişmeyen tek şey, siyaset herhalde. Yine erken seçim geldi gündeme. AKP, kadim düşmanı gibi davrandığı ama aslında kendinden çok da farkı olmayan CHP ile didişme siyasetine başladı. CHP aşağı CHP yukarı. CHP'de de değişen bir şey yok. Her şey demokrasi için. Babacan'a da vekil veririz, Davutoğlu'na da veririz. Yeter ki herkes temsil edilsin. Bu süslü sözlerin gerçekle ilgisinin olmadığını yaşayarak gördük aslında. Tabanından gelen tepkiye rağmen Karamollaoğlu'nun bile önünü açan Kılıçdaroğlu, aynı tabandan gelen yoğun ilgi ve isteğe rağmen BTP seçmeninin önündeki baraj engelini kaldırmaya yanaşmamıştı. Ne demokrasisi, her şey küçük hesaplardan ibaret. Kim nerden, kim kimden oy alır. Bir sabah programına konuk olan Kılıçdaroğlu'nu belki yarım saat dinledik. Sunucu sordu, Babacan nasıl? Ekonomiden anlayan dürüst bir siyasetçiymiş, Kemal Bey öyle söyledi. Davutoğlu nasıl? O da dürüst. Peki, sorulan onların dürüst olup olmadıkları mıydı? Mesela sizin merak ettiğiniz bu mu? Şunu mu söylüyor Kılıçdaroğlu, biz de ekonomiden Babacan gibi ya da onun kadar anlıyoruz. Diyor ki faize şu kadar millete bu kadar pay ayrıldı. Peki, millete düzgün bir yatırım yapmak için nasıl bir projeniz var? Bir tasarruf sözcüğü dolanmış bütün siyasilerin dillerine. Herkes ben daha iyi tasarruf yaparım iddiasında. Tasarrufla kaç gence iş bulacaksınız? Kaç çiftçinin derdine derman olacaksınız? Asgari ücreti yoksulluk sınırının üstüne çıkarabilecek misiniz? Siz de biliyorsunuz ki ülkeyi bu badireden çıkaracak bir projeniz yok. Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli'nin uygulanması gerektiğini de biliyorsunuz. Ama böyle köklü bir değişikliğe de izniniz yok. Sabah kahvaltı ediyorduk, CHP Genel Başkanını dinlerken. Konuşması bitti. Henüz çocuk yaştaki kızım dedi ki; bu adam Çanakkale zaferinden bahsetti, uçak fabrikasından bahsetti de bir kere Atatürk demedi. Doğru söylüyordu, Atatürk'ün kurduğu partinin genel başkanlığı koltuğunda, Atatürk'ü anmaktan bile çok uzak bir siyasetçi. İsimlerinden başka birbirlerinden çok farkları olmayan, al birini vur ötekine partilerden vazgeçmedikçe, ülkede hiçbir şeyin iyiye gitmeyeceğini artık görmemiz lazım. Bağımsızlığı karakter edinmiş bir Ata'nın evlatlarına her seferinde, bir daha kandırılmak yakışıyor mu? Oysaki bu millet bir Hoca Atatürk çıkardı içinden. Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli'ni dünyanın pek çok ülkesi uyguladı ve başarılı oldu. Doların hâkimiyetinden, kapitalist sistemin esaretinden kurtuldu. Vatandaşını insan gibi yaşatacak güce kavuştu. Milli Ekonomi Modeli'ni, ekonomik sistem olarak benimsemiş Bağımsız Türkiye Partisinin iktidar olmasından başka kurtuluşumuz yok. Hüseyin Baş gibi iyi yetişmiş dinamik bir Genel Başkan ve donanımlı bir kadro ile Bağımsız Türkiye Partisine yetki verdiğiniz gün, sıkıntılarınızın son bulduğu gün olacak. Gelin siyaseti de siyasetçileri de değiştirelim. Milletin gerçek sorunlarına gerçek çözümler için artık uyanalım ve partizanlığı bir tarafa bırakalım." |
||
|
||
Etiketler: arsiv |
|
||
|