Hayatı boyunca Allah lafzını, Kur'an'ı, duayı eksik etmeyen Atatürk'ün, bazı yazılarında veya icraatlarında dindar gözükenlere karşı takındığı tavır aslında İslam dininin muhafazası içindir.
Bakınız, 1909'da, 10 numaralı not defterine, 31 Mart vakası olduğunda, dini alet edenler için neler yazmıştı:
"… Sarık saran hafiyelerin din perdesi altındaki icraatları menfaatten başka bir şey değildir. Faziletli din heyeti başımızın tacı, yüceltilmeye ve saygıya değerdir fakat melanet sağlamak, adi menfaat maksadıyla din kisvesine bürünerek, Hz. Muhammed'in mübarek dinini karalayıp, küçük düşürmekten çekinmeyen birtakım menfaatçiler…"
Henüz hayatta iken arkasından konuşulan "dinsiz" iftirasına karşı, O, her fırsatta Müslümanlıktan bahseder ve kötü niyetliler konusunda halkı ayıktırmaya çalışırdı:
Bakın, 16 Mart 1923 senesinde Adana'da Türk Ocağı'nda esnafla yaptığı konuşmada ne diyor:
"Bizi yanlış yola sevk eden kötü niyetliler, bilesiniz ki çoğu zaman din perdesine bürünmüşler, saf ve temiz halkımızı hep şeriat sözleriyle aldatmışlardır. 'Hafta tatili dine aykırıdır' gibi hayırlı, akla ve dine uygun konular hakkında, sizi kandırmaya çalışan kötü niyetlilere inanmayın.
Hangi şey ki; akla, mantığa, halkın menfaatlerine uygundur, biliniz ki o bizim dinimize de uygundur. Bir şey akla ve mantığa, milletin çıkarlarına, İslam'ın çıkarına uygunsa; kimseye sormayın, o şey dinîdir.
Eğer bizim dinimiz akla, mantığa uygun düşen bir din olmasaydı, en mükemmel olmazdı."
Mustafa Kemal'in hayatı incelendiğinde, gerek gençlik yıllarında, gerek harp döneminde ve sonrasında genç Cumhuriyetle beraber gelişen süreçte dine aykırı bir tek sözü yoktur. İslam dini için söylenmiş övgü dolu sözler O'na aittir:
"Din, insanların gıdasıdır. Dinsiz adam boş bir eve benzer. İnsana hüzün verir. Mutlaka bir şeye inanacağız. Bu dinlerin en sonuncusu elbette en mükemmelidir. İslam dini hepsinden üstündür."
Din perdesini kullananların İslamiyet'i saptırdığını ifade eder:
"… Tereddütsüz diyebilirim ki, bugünkü İslam dini başka, Peygamberin zamanındaki İslam dini başkadır. Gerçek İslamiyet, yaradılışından gelen mantıklı bir dindir. Hayalleri, yanlış düşünceleri, boş inançları hiç sevmez, özellikle nefret eder."
Yine din istismarcıları hakkında saltanatın kaldırılmasıyla alakalı mecliste yaptığı konuşmada;
"… Böyle adi ve sefil hilelerle hükümdarlık yapan halifeler ve onlara dini alet yapmaya tenezzül eden sahte ve imansız âlimler tarihte daima rezil olmuşlar, terzil edilmişler ve daima cezalarını görmüşlerdir" der. (Saltanatın kaldırılması hakkında Meclis'te yaptığı konuşmadan).
Mustafa Kemal, bu beyanları ile gerçek din âlimleri ile din istismarcılarını, dini siyasete alet eden dincileri ayırmaktadır.
Yine şöyle der: "Tarihimizi okuyunuz, dinleyiniz… Görürsünüz ki; milleti mahveden, esir eden fenalıklar hep din kisvesi altında, küfür ve melanetten gelmiştir. Onlar her türlü hareketi dinle karıştırırlar. Halbuki elhamdülillah hepimiz Müslümanız, hepimiz dindarız."
Mustafa Kemal, Anadolu'nun kurtuluşunda din adamlarından destek almasına rağmen sadece Nakşi olanlarından bu desteği görmemesi de, İslamiyet'i değiştiren hocaların anlaşılmasında önemlidir. Zira vatan sevgisi imandandır" buyurur, Hz. Peygamberimiz (s.a.v). (Prof. Dr. Haydar Baş, Hoş Geldin Atatürk eseri sh: 547-555)
|